
Acaip günler geçiriyorum şu günlerde. Dün mesela... Oldukça yoğun bi gündü. Bi yandan fotoğrafcılık dersi. Öbür yandan dans dersleri. Diğer yandan spor salonu,yüzme falan...
Bu yoğunluğun içinde insanın kendisini unutmaması mümkün değil. Daha önce denemeliymişim ben bunu,evet. Biraz geç kalmışım. Yine de güzeldi. Yaşadığımı hissettim. Ölmemişim demek ki henüz. Bu güzel...
Yavaştan güneş ışığı giriyor toprağın altına.
Kahvem soğumuş... Yavaş yazıyorum. Toparlayamıyorum kafamı bugün. Konudan konuya atlıyorum farkındayım.
Gece yolculuğuna çıkmak istiyorum şu sıralar. Ya da İzlanda'ya falan gitmek... Babama dedim.. Alaska'ya gidicem baba ben.. Gidecek başka yer bulamadın mı dedi..
Dün de annemle konuşurken dedim. Anne ben bu dünyaya ait değilim... Saçmalama iyice yavan yaşık konuşmaya başladın sen dedi. Yaa yemin ederim ben bu dünyaya ait değilim dedim.. ama nası üsteliyorum görmelisin.. Babama verdi en sonunda telefonu. al sen konuş saçmalamaya başladı iyice bu dedi... Babama da aynı şeyi söyledim. Baba ben yanlış yerdeyim burası benim dünyam değil dedim... Biraz korktular. Delirdiğimi falan düşündüler muhtemelen.
İnsan eski sevgilisinin yeni sevgilisini ya da nişanlısını görünce pek bişey hissetmeyebiliyo evet. Uyuşmuş gibi sanki. Gözünün önüne bi takım şeyler geliyo evet. Ama oldukça hissiz. Sanki bi madde vermişler de onun etkisiyle hissizmiş gibi... Yine de kimseyi yakıştıramıyor işte kendisinden başka birini ''O''nun yanına işte. Çok iyi bi insan olmamama rağmen üzüyo mu acaba diye düşünmeden bile edemedim... Ki kendime şaştım o an yani=))
Buz gibi kahveden bi yudum daha..
Tepemin tasını attıran olaylardan biri de şu... Düzen dediğimiz kavram. Bi takım dayatmalar..Hiç bişeye sahip değiliz. HİÇBİR ŞEYE! kendi bedenimize bile... Zarar veremiyoruz. Kendi yaşamımıza son veremiyoruz. Aksi halde polisler geliyor. Sicilimize işleniyor. Ona göre hatta iş bile bulamıyoruz... İnsanlar korkuyor falan.. Yani bi insanın kendi iradesiyle yaşamına son vermek istemesi aslında oldukça olağan.. Kişi bu düzenin,içinde yaşadığı dünyanın kendisine göre olmadığını düşünüyor. Ve buna kendi iradesiyle son veriyor. Zaten bu dünyada yaşamak isteyip istememesi ona sorulmamıştı...Bu bir sözleşme anlaşma falan da değildi yani... Bu aslında bi dayatmaydı.
Ve ayrıca...
Bana cinsellikle ilgili sorular sorabilmek için aldığın psikoloji eğitimini kullandığın için senden nefret ediyorum! Oysa bana açık açık sorsaydın da cevaplardım ben. Öyle gizli saklı bişeyleri olan bi insan değilim ben sanılanın aksine. Belki bu kadar açık olduğum için insanlar bunu ''gizemlilik'' olarak nitelendirebiliyorlar ancak.. Ama hayır. ben aslında gizemli falan değilim. oldukça ''açığım''. Sen açık olmak yerine statünü kullandın. İşte bu yüzden senden nefret ettim. Bişeyleri normalden biraz daha fazla hissediyor olabilirim. Hatta çok hissediyor olabilirim. Bunları farklı cümlelerle ifade ediyor da olabilirim. Ama asla kişilik bozukluğu falan yok bende=) Bunu söylersen kıçımla gülerim sana=)
haa bir de...
İnsanların ''seni seviyorum''u sadece sevgiliye söylenir zannetmeleri ne kadar acıdır=) Ben balığıma falan da söylüyorum mesela.
siz de
deneyin.
ps. Kesinlikle depresif bi yazı değil. Oldukça mutluyum aslında.. Hatta öyle ki.. Hepinizi öpüp bırakasım var tek tek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder